. Tebareke Mülk suresi kaç ayettir? Tebareke Mülk suresi ne anlatıyor? Tebareke suresi Arapça, Türkçe okunuşu ve meali. Mülk suresinin Tebareke fazileti nedir? Tebareke suresi ne zaman ve nerede indirilmiştir? Tebareke suresi Arapça oku, dinle ve Tebareke suresi hakkında bilinmesi gereken herşey…Mülk sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 30 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen اَلْمُلْكُ mülk kelimesinden alır. تَبَارَكَ tebâreke kelimesiyle başladığı için, Tebareke Suresi diye de isimlendirilmiştir. Ayrıca sûre, kendisini okuyanları kabir azabından koruduğu yönündeki bir rivayetten hareketle اَلْوَاقِيَةُ Vâkiye koruyucu, اَلْمُنْجِيَةُ Münciye kurtarıcı, اَلْمَانِعَةُ Mânia engelelyici ve اَلْمُجَادِلَةُ Mücâdile savunucu isimleriyle de anılır. Kur’ân-ı Kerîm’in bu sûreyle başlayan 29. cüzü, “Tebâreke cüzü” olarak bilinir. Mushaf tertîbine göre 67, nüzûl sırasına göre ise 77. sûredir. Resûlullah Mülk sûresinin faziletiyle ilgili şöyle buyurmuştur “Kur’ân-ı Kerîm’de otuz âyetlik bir sûre vardır ki, okuyan kimseye şefaat eder ve onun günahı bağışlanır. Bu sûre Tebârekellezî bi-yedihi’l-mülk’tür.” Ebû Dâvûd, Ramazan 10; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 “Mülk sûresi kabir azabına karşı bir engel ve bir kurtarıcıdır, insanı kabir azabından kurtarır.” Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 Tebareke Mülk suresi hakkında metnimizde sizler için hazırladıklarımız Tebareke Mülk Suresi Dinle Fatih Çollak Hocaefendi Tebareke Suresi Arapça Oku Tebareke Suresi Türkçe Okunuşu Tebareke Mülk Suresi Meali Tebareke Suresinin Fazileti ve Okumanın Faydaları Tebareke Suresinin Konusu Nedir? Mülk Tebareke Suresi’nin Tefsiri Yasin Suresi, Amme Suresi, Fetih Suresi, Vakıa Suresi, Ayetel Kürsi, Amenerrasulü ve Namaz Sureleri TEBAREKE SURESİ SURESİ ARAPÇA DİNLE TAKİP ET – FATİH ÇOLLAK HOCA MÜLK SURESİ TEBAREKE SURESİ ARAPÇA OKU Mülk Tebareke Suresi 1. Sayfa Mülk Tebareke Suresi 2. Sayfa Mülk Tebareke Suresi 3. Sayfa TEBAREKE MÜLK SURESİ TÜRKÇE OKU* *Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için aramalarda çıkmak için sitemize eklenmiştir. Bismillahirrahmanirrahim 1. Tebârakellezî bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şey’in kadîrkadîrun. 2. Ellezî halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâamelen, ve huvel azî zul gafûrgafûru. 3. Ellezî halaka seb'a semâvâtin tibâkâtibâkan, mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvuttefâvutin, ferciıl basara hel terâ min futûrfutûrin. 4. Summerciıl basara kerrateyni yenkalib ileykel basaru hâsien ve huve hasîrhasîrun. 5. Ve lekad zeyyennâs semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a’tednâ lehum azâbes saîrsaîri. 6. Ve lillezîne keferû bi rabbihim azâbu cehennemcehenneme, ve bi’sel masîrmasîru. 7. İzâ ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûrtefûru. 8. Tekâdu temeyyezu minel gayzgayzi, kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîrnezîrun. 9. Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey-in in entum illâ fî dalâlin kebîrkebîrin. 10. Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîrsaîri. 11. Fa’terefû bi zenbihim, fe suhkan li ashâbis saîrsaîri. 12. İnnellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiratun ve ecrun kebîrkebîrun. 13. Ve esirrû kavlekum evicherû bihî, innehu alîmun bi zâtis sudûrsudûri. 14. E lâ ya’lemu men halaka, ve huvel latîful habîrhabîru. 15. Huvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rızkıhî, ve ileyhin nuşûrnuşûru. 16. E emintum men fîs semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûrtemûru. 17. Em emintum men fîs semâi en yursile aleykum hâsıbâhâsiben fe se ta’lemûne keyfe nezîrnezîri. 18. Ve lekad kezzebellezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîrnekîri. 19. E ve lem yerav ilât tayri fevkahum sâffâtin ve yakbıdne, mâ yumsikuhunne illâr rahmânrahmânu, innehu bi kulli şey’in basîrbasîrun. 20. Em men hâzâllezî huve cundun lekum yansurukum min dûnir rahmânrahmâni, inil kâfirûne illâ fî gurûrgurûrın. 21. Em men hâzâllezî yerzukukum in emseke rızkahu, bel leccû fî utuvvin ve nufûrnufûrın. 22. E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ em men yemşî seviyyen alâ sırâtın mustakîmmustakîmin. 23. Kul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem’a vel ebsâra vel ef’idete, kalîlen mâ teşkurûnteşkurûne. 24. Kul huvellezî zeraekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûntuhşerûne. 25. Ve yekûlûne metâ hâzâl va’du in kuntum sâdikînsâdikîne. 26. Kul innemâl ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubînmubînun. 27. Fe lemmâ raevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzâllezî kuntum bihî teddeûnteddeûne. 28. Kul e raeytum in ehlekeniyallâhu ve men maıye ev rahımenâ fe men yucîrul kâfirîne min azâbin elîmelîmin. 29. Kul huver rahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekkelnâ, fe se ta’lemûne men huve fî dalâlin mubînmubînin. 30. Kul e raeytum in asbaha mâukum gavran fe men ye’tîkum bi mâin maînmaînin. MÜLK SURESİ TEBAREKE MEALİ Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla 1. Kâinatın mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti elinde bulunan Allah yüceler yücesi, bütün iyilik ve bereketlerin kaynağıdır. O’nun her şeye gücü yeter. 2. O ki, hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. Kudreti dâimâ üstün gelen ve günahları çok bağışlayan yalnız O’dur. 3. Yedi kat göğü birbiriyle uyum içinde tabaka tabaka yaratan O’dur. Rahmân’ın yaratmasında hiçbir düzensizlik göremezsin. Haydi, çevir gözünü de bak, bir kusur, bir çatlaklık görebilecek misin? 4. Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak. Göz, aradığı kusuru bulamamanın ezikliği ve bitkinliği içinde sana geri dönecektir. 5. Biz yere en yakın olan göğü kandillerle süsledik. O kandilleri şeytanlara atılan birer mermi yaptık; onlara bir de alevli ateş azabı hazırladık. 6. Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Gidilecek ne kötü bir yerdir orası! 7. Oraya atıldıklarında, cehennemin onları yutmak için homurtu­larla nasıl içine doğru nefes alıp, uğuldaya uğuldaya kaynadı­ğını işitirler. 8. Kâfirlere öfkesinden neredeyse çatlayacak! Her bir bölük oraya atıldıkça cehennem bekçileri onlara “Allah’ın azabından sakındıran bir uyarıcı size gelmemiş miydi?” diye sorarlar. 9. Şöyle cevap verirler “Evet, bize bir uyarıcı geldi. Fakat biz onu yalanladık ve onlara Allah’ın bir şey indirdiği falan yok; siz ancak büyük bir sapıklık ve şaşkınlık içindesiniz» dedik.” 10. Sonra şöyle hayıflanırlar “Eğer uyarılara kulak vermiş veya aklımızı kullanıp gerçekler üzerinde düşünmüş olsaydık, şimdi şu çılgın alevli ateşin yoldaşları arasında bulunmazdık!” 11. Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık Allah’ın rahmetinden uzak olsun o çılgın ateş mahkûmları! 12. Buna karşılık, duyu ve idrak sınırlarının ötesinde bulunan Rab­lerine karşı kalpleri saygı ve ürpertiyle dolu olanlara gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. 13. Söylemek istediğinizi ister içinizde gizleyin, ister açığa vurun hiç fark etmez. Çünkü O, göğüslerde saklanan en gizli düşünceleri bile tam olarak bilir. 14. Yaratan yarattığını bilmez olur mu hiç? İlmi her şeyin bütün inceliklerine kadar nüfûz eden ve her şeyden hakkiyle haberdar olan yalnız O’dur. 15. O Allah ki, yeryüzünü sizin için uysal bir binek hâline getirmiştir. Öyleyse onun omuzları üzerinde rahatça dolaşın ve Allah’ın sizin için hazırladığı nimetlerden faydalanın. Ama sonunda O’nun huzurunda toplanacağınız unutmayın! 16. Gökte olan zâtın, sizi yerin dibine geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz? Bir de bakarsınız, yer çalkalanıp duruyor! 17. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden emin mi oldunuz? Siz, benim tehdidimin nasıl bir şey olduğunu yakında bileceksiniz! Allah Teâlâ zaman ve mekandan münezzeh olup, ilmi ve kudretiyle her yerdedir. O’nun hâkimiyet ve tasarrufunun dışında kalan hiçbir şey yoktur. Dolayısıyla bu âyetlerde “gökteki” sözü ile Cenâb-ı Hak kastedilmekle birlikte bu mecâzi bir ifadedir. Bu ifade, O’nun yüceliğini ve kudretinin sonsuzluğunu vurgular. Allah mutlak mânada yücedir, sonsuz ve sınırsızdır. Zaman ve mekanla kayıtlı olanlar sınırlı olduğu halde Allah Teâlâ bu sınırlamalardan pak ve uzaktır. 16. ve 17. ayetlerin tefsiri - Prof. Dr. Ömer Çelik Tefsiri 18. Gerçek şu ki, bunlardan öncekiler de âyetlerimi ve peygamber­lerimi yalanlamışlardı. Fakat beni inkâr etmenin âkibeti neymiş, gördüler! 19. Üzerlerinde kanatlarını aça kapaya uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları havada tutan Rahmân’dan başkası değildir. Şüphesiz O, her şeyi hakkiyle görmektedir. 20. Size Rahmân’dan başka yardım edip sizi O’nun azabından kurtaracak ordunuz hangisi? Doğrusu kâfirler, büyük bir yanılgı ve tam bir aldanmışlık içindeler. 21. Eğer Rahmân size verdiği rızkı kesiverecek olsa, o zaman sizi rızıklandıracak olan hani kim? Gerçek şu ki onlar azgınlık içinde ve haktan uzaklaşmakta direnip duruyorlar. 22. Düşünün bakalım; yüzüstü kapanarak sürünen mi emniyet içinde ve sapmadan yol alıp hedefine ulaşır, yoksa doğrudan hedefe götüren dümdüz bir yol üzerinde hiç sapmadan dimdik yürüyen mi? 23. De ki “Sizi yaratan, size kulaklar, gözler ve kalpler veren O’dur. Ne de az şükrediyorsunuz?” 24. De ki “Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan da O’dur. En sonunda diriltilip yine O’nun huzurunda toplanacaksınız!” 25. Buna rağmen hâlâ “Eğer doğru söylüyorsanız, bizi tehdit edip durduğunuz kıyâmet ne zaman gerçekleşecek?” diye alay ediyorlar. 26. De ki “Onun bilgisi, sadece Allah katındadır. Ben ise apaçık bir uyarıcıyım!” 27. Nihâyet kıyâmeti yakından gördüklerinde inkâr edenlerin yüzleri korku ve kederden simsiyah kesilir. Onlara “Alay ederek küs­tahça isteyip durduğunuz şey işte bu!” denilir. 28. De ki “Allah beni ve beraberimdeki mü’minleri helâk etse veya bize merhamet etse, bu O’nun bileceği bir iştir. Peki, söyler misiniz bana, ya kâfirleri can yakıcı azaptan kim kurtaracak?” 29. De ki “O Rahmân’dır; O’na inandık ve yalnız O’na güvenip dayandık. Bu sebeple, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında siz de öğreneceksiniz!” 30. De ki “Söyleyin bana Eğer suyunuz yerin dibine çekiliverse, size kaynağından akıp duran yeni ve tatlı bir suyu kim getirebilir?” TEBAREKE SURESİNİN FAZİLETİ VE OKUMANIN FAYDALARI Resûlullah Mülk sûresinin faziletiyle ilgili şöyle buyurmuştur “Kur’ân-ı Kerîm’de otuz âyetlik bir sûre vardır ki, okuyan kimseye şefaat eder ve onun günahı bağışlanır. Bu sûre Tebârekellezî bi-yedihi’l-mülk’tür.” Ebû Dâvûd, Ramazan 10; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 “Mülk sûresi kabir azabına karşı bir engel ve bir kurtarıcıdır, insanı kabir azabından kurtarır.” Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 Peygamberimiz 32. sûre olan Secde sûresiyle beraber bu Mülk sûresini okumadan istirahata çekilmezdi. Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 TEBAREKE SURESİNİN NUZULÜ VE KONUSU NEDİR? Mushaftaki sıralamada altmış yedinci, iniş sırasına göre yetmiş yedinci sûredir. Tûr sûresinden sonra, Hâkka sûresinden önce Mekke’de nâzil olmuştur. Konusu, Allah Teâlâ’nın yüceliğini ve üstün kudretini zikrederek başlayan sûre, ölüm ve hayatın hikmetini bildirir. Cenâb-ı Hakk’ın kâinatta tecellî eden kudret delillerine dikkat çekerek, O’nun insanları yeniden dirilteceğini, dolayısıyla inananların mükâfat görüp, kâfirlerin cezalandırılacağını haber verir. MÜLK SURESİNİN TEBAREKE TEFSİRİ 1. Kâinatın mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti elinde bulunan Allah yüceler yücesi, bütün iyilik ve bereketlerin kaynağıdır. O’nun her şeye gücü yeter. Allah Teâlâ, çok mübârektir. Yani nihâyetsiz bir azamet ve kudret sahibidir. Sıfat ve fiilleri itibariyle herkesten üstündür. Tüm iyiliklerin ve bereketlerin kaynağıdır. Ezelî ve ebedî kemâlâta sahip tek zattır. Bütün kâinatın hâkimiyeti, saltanatı ve hükümdarlığı O’nun kudret elindedir. Dilediğini yüceltir, dilediğini zelil kılar. Dilediğini öldürür, dilediğini diriltir. Dilediğini zengin eder, dilediğini fakir kılar. Ölümü ve hayatı yaratan da O’dur. Yalnız bunları hikmetsiz ve boş yere değil, dünyada insanları imtihan etmek için takdir buyurmuştur. İmtihanın maksadı ise, ömrünü ve kendisine sunulan imkânları en doğru bir şekilde kullanarak en güzel amelleri kimin işleyebileceğini ortaya çıkarmaktır. İmtihanı yapan Allah Teâlâ olduğuna göre, sorulan soruların mâhiyetini ve bunlara verilecek cevapların doğruluğunu en iyi bilen de O’dur. O halde kulun bu imtihanda başarılı olabilmesi için, Allah katında neyin iyi neyin kötü, hangi amelin makbul hangi amelin merdut olduğunu bilmesi ve ona göre davranması gerekir. Ayrıca çıkan sonuca göre bir mükâfat veya ceza olmasa, imtihanın bir anlamı kalmaz. Demek ki Cenâb-ı Hak imtihanın müspet ya da menfi neticesine göre kullarına bir karşılık verecektir. O, bunu yapmaya muktedirdir; kimse O’nu yapacağı bir işten engelleme gücüne sahip değildir. Ancak henüz imtihan süresi bitmeden kötülükten vazgeçip tevbe edenler için de O, sonsuz bağışlayıcı bir Rabdir. O sonsuz kudret ve sınırsız merhamet sahibi Rab ki 2. O ki, hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. Kudreti dâimâ üstün gelen ve günahları çok bağışlayan yalnız O’dur. Allah Teâlâ, çok mübârektir. Yani nihâyetsiz bir azamet ve kudret sahibidir. Sıfat ve fiilleri itibariyle herkesten üstündür. Tüm iyiliklerin ve bereketlerin kaynağıdır. Ezelî ve ebedî kemâlâta sahip tek zattır. Bütün kâinatın hâkimiyeti, saltanatı ve hükümdarlığı O’nun kudret elindedir. Dilediğini yüceltir, dilediğini zelil kılar. Dilediğini öldürür, dilediğini diriltir. Dilediğini zengin eder, dilediğini fakir kılar. Ölümü ve hayatı yaratan da O’dur. Yalnız bunları hikmetsiz ve boş yere değil, dünyada insanları imtihan etmek için takdir buyurmuştur. İmtihanın maksadı ise, ömrünü ve kendisine sunulan imkânları en doğru bir şekilde kullanarak en güzel amelleri kimin işleyebileceğini ortaya çıkarmaktır. İmtihanı yapan Allah Teâlâ olduğuna göre, sorulan soruların mâhiyetini ve bunlara verilecek cevapların doğruluğunu en iyi bilen de O’dur. O halde kulun bu imtihanda başarılı olabilmesi için, Allah katında neyin iyi neyin kötü, hangi amelin makbul hangi amelin merdut olduğunu bilmesi ve ona göre davranması gerekir. Ayrıca çıkan sonuca göre bir mükâfat veya ceza olmasa, imtihanın bir anlamı kalmaz. Demek ki Cenâb-ı Hak imtihanın müspet ya da menfi neticesine göre kullarına bir karşılık verecektir. O, bunu yapmaya muktedirdir; kimse O’nu yapacağı bir işten engelleme gücüne sahip değildir. Ancak henüz imtihan süresi bitmeden kötülükten vazgeçip tevbe edenler için de O, sonsuz bağışlayıcı bir Rabdir. O sonsuz kudret ve sınırsız merhamet sahibi Rab ki 3. Yedi kat göğü birbiriyle uyum içinde tabaka tabaka yaratan O’dur. Rahmân’ın yaratmasında hiçbir düzensizlik göremezsin. Haydi, çevir gözünü de bak, bir kusur, bir çatlaklık görebilecek misin? 4. Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak. Göz, aradığı kusuru bulamamanın ezikliği ve bitkinliği içinde sana geri dönecektir. Mülk Suresi tefsirinin Prof. Dr. Ömer Çelik tamamı için tıklayınız... SURELER- AYETEL KÜRSİ – AMENARRASULÜ – NAMAZ SURELERİ AYETEL KÜRSİ’NİN OKUNUŞU, ANLAMI VE TEFSİRİ AMENERRASULÜ’NÜN OKUNUŞU, ARAPÇASI VE FAZİLETİ NAMAZ SURELERİNİN SIRASI İLE OKUNUŞU AMME SURESİ ARAPÇA TÜRKÇE OKUNUŞU VE MEALİ VAKIA SURESİ ARAPÇA TÜRKÇE OKUNUŞU VE MEALİ KURAN ÖĞRENMEK İSTİYORUM MÜSLÜMANIN KUR’AN-I KERİM ÖĞRENMESİ FARZ MIDIR? İslam ve İhsan Halk arasında "Tebareke" diye bilinen Mülk Suresi'ni okumak çok faziletli ve sevaptır. Hadisi şeriflerde kabir azabından korunmak için en faziletli surenin Mülk Suresi olduğu beyan edilmektedir. Mülk Suresi sayfadır. Peki Mülk Suresi okunuşu ve meali nedir? Mülk Suresi'nin Arapça yazılışı ve Türkçe anlamına haberimizden ulaşabilirsiniz... Mülk Suresi okunuşu ve yazılışı! Tebareke Mülk Suresi tefsiri nedir, ayet ayet anlamı nedir?MÜLK TEBAREKE SURESİ HAKKINDA BİLGİLERMülk Suresi Kur'an-ı Kerim'in 67. suresidir. Sure toplamda 30 ayetten oluşmaktadır. Sure ismini 1. ayette geçen "el-Mülk" kelimesinden almıştır. Bir diğer adı Tebareke Suresi olarak da geçmektedir. Daha doğrusu sure "Tebarekellezi" ile başladığı için halk arasında "Tebareke" olarak da geçiyor. Mülk Suresi'nde başlıca, Allah'ın azameti, Allah'ın birliğinin delilleri ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenlerin akıbetleri konu SURESİ KONUSU NEDİR?Mülk Sûresi genel olarak Allah Teâlâ'nın varlığı ve birliğini, azametini, evrendeki hükümranlığını, tek tanrı ve tek yaratıcı olduğunu, hayatın ve ölümün var ediliş amacını ve öldükten sonra dirilmeyi konu edinmektedir. Sûrede ayrıca insanlığın ilâhî vahyin uyarıcılığına muhtaç olduğuna işaret edilmekte, bunu kabul etmeyenlerin karşılaşacakları kötü sonuçla ilgili uyarılar yapılmaktadırMÜLK SURESİ FAZİLETİ NEDİR?Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem , Mülk sûresinin onu okuyanları kabir azabından koruyacağını ifade buyurmuşlar Tirmizî, "Fezâilü'l-Kur'ân", 9; Şevkânî, V, 296, bu sebeple cenazelerin ardından bu sûrenin okunması âdet olmuş, yaygınlık kazanmıştır. Bu hadisi, "sûreyi okuyup amel edenlerin, kabir azabını gerektiren günahlardan uzak duracağı ve böylece azaptan kurtulacağı" şeklinde anlamak da SURESİ'NE NEDEN TEBAREKE DENİLİYOR?Normalde Kur'an-da surenin ismi Mülk olarak geçmektedir. Fakat ilk ayeti "Tebarekellezi" ile başladığından dolayı halk arasında Mülk Suresi = Tebareke Suresi olarak biliniyor. Fakat dediğimiz gibi ikisi de aynı manaya gelmektedir. Gerçek surenin adı Mülk'tür. Lakin tebareke olarak da telaffuz Mülk suresi neresi diye sorduğumuzda bilen fazla çıkmaz. Ama tebareke suresini biliyor musun denildiğinde epey kişi çıkar. Yine de surenin doğrusunu bilmemiz TEBAREKE SURESİ ARAPÇA YAZILIŞIMülk Suresi 1. sayfaMülk Suresi 2. sayfaMülk Suresi 3. sayfaMÜLK TEBAREKE SURESİ OKUNUŞU1. Ayetin Okunuşu Tebârakellezî bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şey'in kadîrkadîrun.2. Ayetin Okunuşu Ellezî halagal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâamelen, ve huvel azîzul ğafûrğafûru.3. Ayetin Okunuşu Ellezî halaga seb'a semâvâtin tibâkâtibâkan, mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvuttefâvutin, ferciıl basara hel terâ min futûrfutûrin.4. Ayetin Okunuşu Summerciıl basara kerrateyni yenkalib lieykel basaru hâsien ve huve hasîrhasîrun.5. Ayetin Okunuşu Ve lekad zeyyennâs semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a'tednâ lehum azâbes saîrsaîri.6. Ayetin Okunuşu Ve lillezîne keferû bi rabbihim azâbu cehennemcehenneme, ve bi'sel masîrmasîru.7. Ayetin Okunuşu İzâ ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûrtefûru.8. Ayetin Okunuşu Tekâdu temeyyezu minel gayzgayzi, kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye'tikum nezîrnezîrun.9. Ayetin Okunuşu Gâlû belâ gad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîrkebîrin.10. Ayetin Okunuşu Ve gâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîrsaîri.11. Ayetin Okunuşu Fa'terefû bi zenbihim, fe suhkan li ashâbis saîrsaîri.12. Ayetin Okunuşu İnnellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiratun ve ecrun kebîrkebîrun.13. Ayetin Okunuşu Ve esirrû kavlekum evicherû bihî, innehu alîmun bi zâtis sudûrsudûri.14. Ayetin Okunuşu E lâ ya'lemu men halag, ve huvel latîful habîrhabîru.15. Ayetin Okunuşu Huvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rızkıhî, ve ileyhin nuşûrnuşûru.16. Ayetin Okunuşu E emintum men fîs semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûrtemûru.17. Ayetin Okunuşu Em emintum men fîs semâi en yursile aleykum hâsıbâhâsiben fe se ta'lemûne keyfe nezîrnezîri.18. Ayetin Okunuşu Ve legad kezzebellezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîrnekîri.19. Ayetin Okunuşu E ve lem yerav ilât tayri fevkahum sâffâtin ve yakbıdne, mâ yumsikuhunne illâr rahmânrahmânu, innehu bi kulli şey'in basîrbasîrun.20. Ayetin Okunuşu Em men hâzâllezî huve cundun lekum yansurukum min dûnir rahmânrahmâni, inil kâfirûne illâ fî gurûrgurûrın.21. Ayetin Okunuşu Em men hâzâllezî yerzukukum in emseke rızkahu, bel leccû fî utuvvin ve nufûrnufûrın.22. Ayetin Okunuşu E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ em men yemşî seviyyen alâ sırâtın mustakîmmustakîmin.23. Ayetin Okunuşu Gul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem'a vel ebsâra vel ef'idete, kalîlen mâ teşkurûnteşkurûne.24. Ayetin Okunuşu Gul huvellezî zeraekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûntuhşerûne.25. Ayetin Okunuşu Ve yegûlûne metâ hâzâl va'du in kuntum sâdikînsâdikîne.26. Ayetin Okunuşu Gul innemâl ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubînmubînun.27. Ayetin Okunuşu Fe lemmâ raevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzâllezî kuntum bihî teddeûnteddeûne.28. Ayetin Okunuşu Gul e raeytum in ehlekeniyallâhu ve men maıye ev rahımenâ fe men yucîrul kâfirîne min azâbin elîmelîmin.29. Ayetin Okunuşu Gul huver rahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekkelnâ, fe se ta'lemûne men huve fî dalâlin mubînmubînin.30. Ayetin Okunuşu Gul e raeytum in asbaha mâukum gavran fe men ye'tîkum bi mâin maînmaînin.NOT Mülk Suresini tecvid ve talim kurallarına göre okumak için lütfen Arapça halinden okumaya çalışınız. Arapça bilmiyorsanız sesli şekilde dinleyebilir ve takip edebilirsiniz. Allah razı olsun... MÜLK TEBAREKE SURESİ'Nİ SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ... MÜLK TEBAREKE SURESİ TÜRKÇE MEALİ1. Ayetin Meali Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü Ayetin Meali O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok Ayetin Meali O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak ve düzensizlik görüyor musun? son dakika haberler, gündem haberler ve tarafsız haberler için okumaya devam Ayetin Meali Sonra tekrar tekrar bak; bakışların aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp âciz ve bitkin halde sana Ayetin Meali Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve ahirette de onlara alevli ateş azabını Ayetin Meali Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası!7. Ayetin Meali Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu Ayetin Meali Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye Ayetin Meali Onlar da şöyle derler "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve 'Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' demiştik."10. Ayetin Meali Yine şöyle derler "Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık."11. Ayetin Meali İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah'ın rahmetinden uzak olsun!12. Ayetin Meali Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat Ayetin Meali Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; fark etmez. Şüphesiz Allah, sinelerin özünü kalplerde olanı hakkıyla Ayetin Meali Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, her şeyden hakkıyla Ayetin Meali O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah'ın rızkından yiyin. Dönüş ancak Ayetin Meali Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman bir de bakarsınız yer yüzü şiddetle Ayetin Meali Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgar göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz!18. Ayetin Meali Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkar etmenin sonucu nasıl oldu!?19. Ayetin Meali Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları havada ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O her şeyi hakkıyla Ayetin Meali Yahut Rahmân'dan başka size yardım edecek şu ordunuz taraftarlarınız kimlerdir? İnkarcılar ancak bir aldanış Ayetin Meali Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip Ayetin Meali Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi?23. Ayetin Meali De ki "O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!"24. Ayetin Meali De ki "O, Sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak onun huzurunda toplanacaksınız."25. Ayetin Meali "Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?" Ayetin Meali De ki "O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım."27. Ayetin Meali Onu azabı yakından gördükleri zaman inkar edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, "İşte bu, alaylı bir biçimde isteyip durduğunuz şeydir" Ayetin Meali De ki "Söyleyin bakalım Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helak etti, yahut bize acıdı. Peki, ya inkarcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?"29. Ayetin Meali De ki "O, Rahmân'dır. O'na iman ettik, yalnızca ona tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!"30. Ayetin Meali De ki "Söyleyin bakalım Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?"MÜLK TEBAREKE SURESİ TEFSİRİ NEDİR?Mülk Suresi 1. ve 5. Ayetler Arası Tefsiri Sûrenin özeti mahiyetinde olan bu âyetlerin ilkinde Allah'ın yüceliği, kudreti, evrendeki hükümranlığı ve her şeyin kendisinin kudret elinde olduğu, evrende istediği gibi tasarrufta bulunabileceği ifade edilmiş, sonraki âyetlerde ise O'nun kudretinin eserlerinden örnekler verilmiştir 1. âyette "aşkındır, cömerttir" diye çevirdiğimiz tebâreke fiilinin diğer anlamları hakkında bilgi için bk. Furkån 25/1. 2. âyet yüce Allah'ın kudret ve tasarrufunu en açık bir şekilde gösteren delilleri içermekte; Allah'ın, dünyada insanların güzel işler yapma hususunda birbirleriyle rekabet etmelerini sağlamak, kimlerin kendi emir ve yasaklarına uyarak daha güzel işler yapacağını ortaya çıkarmak için hayatı ve ölümü yarattığını bildirmektedir. Aynı âyette önce ölüm, sonra hayat geçtiği için burada "ölüm" kavramıyla, hayattan önceki cansızlık halinin mi yoksa dünya hayatının sona ermesi ve âhiret hayatına geçiş halinin mi kastedildiği hususunda farklı görüşler vardır. Bir kısım müfessirler âyetteki sıralamayı dikkate alarak ölümden maksadın dünya hayatından âhiret hayatına geçiş hali, hayattan maksadın ise âhiret hayatı olduğunu söylemişlerdir Râzî, XXX, 55; Elmalılı, VII, 5159. İkinci grup ise ölümle dünya hayatından âhiret hayatına geçiş halinin, hayatla da dünya hayatının kastedildiği kanaatindedir Zemahşerî, IV, 134; bizim tercihimiz de budur. Zira hayat da ölüm de imtihan için yaratılmıştır; imtihan yeri ise âhiret değil dünyadır. Her ikisinin de bu dünyada olması amaca daha uygun görünmektedir. Hayat ölümden önce olduğu halde âyette sonra gelmesi ise çeşitli şekillerde yorumlanmıştır bk. Râzî, XXX, 55; Ateş, IX, 526-527. Dikkat çekici bir yoruma göre eşyada aslolan yokluk olduğu, varlık ve hayat sonradan verildiği için âyette ölüm önce gelmiştir Şevkânî, V, 297. Bizce de isabetli olan diğer bir yoruma göre ölüm insanlara hayatın sorumluluğunu hatırlattığı, onları iyi işler yapmaya teşvik ettiği ve bir uyarıcı olduğu, nihayet insanda "imtihan" sorumluluğunu daha canlı tuttuğu için âyette ölüm önce zikredilmiştir. Nitekim hayat bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığının verileceği ebedî varlık sahnesine geçişi sağlayan dönüm noktası, Hz. Peygamber'in de belirttiği gibi bir uyarıcıdır bk. Râzî, XXX, 55. İfadenin akışına ve lafız güzelliğine daha uygun olduğu için "mevt" ölüm kelimesinin önce geldiği de âyetlerde evrenin eksiksiz-kusursuz yaratılışına, mükemmel işleyişine ve düzenine dikkat çekilmekte, böylece bu muhteşem varlık düzeninin bir tesadüfle meydana gelmiş olamayacağı ve devam edemeyeceği; bunun ancak üstün bir ilim, irade ve kudret sahibinin yaratması ve yönetmesiyle mümkün olduğu belirtilmektedir yedi göğün anlamı hakkında bk. Bakara 2/29.Meâlde "Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak" diye tercüme ettiğimiz cümlenin lafzî karşılığı, "Sonra gözünü iki kez daha çevir de bak" şeklindedir. Ancak bu ibare çokluktan kinaye olup sayı olarak iki defayı değil, defalarca bakmayı ifade eder bk. İbn Âşûr, XXIX, 19-20.Yıldızlarla donatılmış gibi bir görüntü verdiği için gökyüzünün kandillerle süslenmesinden söz edilmiş, yıldızlar geceleyin kandil gibi ışık saçtıklarından onlara mecaz olarak "kandiller" mesâbîh, tekili misbâh denilmiştir Taberî, XXIX, 3. Yıldızlarla şeytanların taşlanmasından maksat ise göklerdeki meleklerin konuşmalarını dinleyip onlardan bilgi sızdırmak için kulak hırsızlığı yapmak isteyen şeytanların bu yıldızlardan çıkan parlak ışıklarla, bir tür ateş toplarıyla engellenmesidir. Bu ve benzeri âyetlerle ilgili olarak klasik tefsirlerde ayrıntılı yorumlar bulunmakla birlikte müteşâbihattan olan bu tür âyetlerin anlamları hakkında zamana, şartlara, bilimsel verilere göre farklı görüşler ileri sürmek mümkündür. Ayrıca gayb konularına giren âyetlerin yorumunda iddialı olmamak gerekir. Çünkü gayb âleminin mahiyetini Allah'tan başka kimse bilemez; biz gayb bilgilerine sadece inanırız gökyüzünün yıldızlarla süslenmesi ve bunlarla şeytanların taşlanması konusunda bilgi için bk. Hicr 15/16-18; Sâffât 37/6-10. "Taşlanma" şeklinde çevirdiğimiz rücûm kelimesi "sağlam bir bilgiye dayanmadan konuşmak, kafadan atmak" mânasına da geldiği için âyete, "insan ve cin şeytanlarının yıldızlara bakarak aslı faslı olmayan şeyler söylemeleri" mânası da verilmiştir Şevkânî, V, 299.Mülk Suresi 6. ve 11. Ayetler Arası Tefsiri Bazı âhiret sahnelerini tasvir eden bu âyetler, kimlerin daha güzel davranacağını sınamak için ölümün ve hayatın yaratıldığını ifade eden 2. âyetle irtibatı olup, bu dünyada Allah'a isyan edenlerin öte dünyada çekecekleri cezayı, O'na karşı saygılı olup günah işlemekten korunanların elde edecekleri ödülleri açıklamaktadır. 6-8. âyetlerdeki tasvirler cezanın ne derece şiddetli olduğunu daha iyi hissettirme amacına yöneliktir. 8. âyette "uyarıcı" diye çevirdiğimiz nezîrden maksat peygamberdir İbn Âşûr, XXIX, 25. Âyette dünyada peygamberin çağrısına ve uyarılarına kulak tıkayıp inkâr ve isyanlarını sürdürmekte direnenlere, yarın kıyamet gününde, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorulacağını bildiren ifade aslında yaşayanlar için bir uyarıdır. 9-11. âyetler o gün iş işten geçtikten sonra değil, fakat bugün fırsat eldeyken o uyarıya kulak vermek, yani peygamberi tanımak, ayrıca Allah'ın insanlığa büyük lutfu olan aklı ve diğer bilgi imkânlarını da kullanarak hak ve hidayet yolunu bulmak gerektiğine, ebedî kurtuluşun ancak bu sayede kazanılabileceğine işaret etmektedir. 12. âyet ise müminlerin nâil olacağı uhrevî mutluluğun veciz bir Suresi 13. ve 14. Ayetler Arası Tefsiri Bu dünyada günah işleyenler, ya kendilerini görüp gözeten Allah'ın varlığına inanmıyor veya inanmakla birlikte dünyevî hırs ve menfaatleri, nefsânî arzuları yüzünden gaflete dalıp sorumluluklarını unutuyorlar. İşte bu âyetlerde inkârcılara ve gafillere Allah'ın gizlisiyle açığıyla her şeyi kuşatan ilmi hatırlatılmakta, kendilerinden hayatlarını buna göre düzenlemeleri Suresi 15. Ayet Tefsiri Cenâb-ı Allah, kendisinin güç ve kudretini gösteren delilleri bir defa daha gözler önüne sermekte; yerkürenin yaratılması, her türlü nimet ve imkânlarla donatılarak üzerinde yaşanılır hale getirilmesinin, sonsuz bir gücün varlığını ve birliğini gösterdiğine dikkat çekmektedir. "Üzeri" diye çevirdiğimiz menâkibihâ tamlamasındaki menâkib kelimesi, "omuz" anlamına gelen menkibin çoğulu olup mecaz olarak yeryüzündeki yolları, köşe bucak ve dağları ifade eder Şevkânî, V, 301-302. Yüce Allah, bu nimetleri kulları için yarattığını bildirerek onlara yeryüzünde dolaşmalarını, yarattığı rızıklardan yiyip içmelerini istemiş; arkasından "Dönüş yalnız Allah'adır" buyurmak suretiyle insanların dünya nimetleri ve zevklerine dalarak kendi varlığını, sonsuz kudretini ve âhiret hayatını unutmamaları gerektiği, zira her nimetin bir sorumluluğu olduğu mesajını Suresi 16. ve 18. Ayetler Arası Tefsiri Müfessirler "gökte olan"dan maksadın kim veya ne olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir 1. Bundan maksat Allah'tır; ancak bu mecazi bir anlatım olup maksat O'nun yüceliğini ve gücünün sonsuzluğunu vurgulamaktır. Allah mutlak mânada yücedir, sonsuz ve sınırsızdır, zamanda ve mekânda olanlar ise sınırlıdır ve Allah bu sınırlamalardan münezzehtir. 2. Maksat gökteki meleklerdir. Onlar Allah'ın emriyle yeryüzüne inerek kendilerine verilen görevleri yerine getirirler. 3. Maksat, Allah'ın gökten inen azabıdır. Allah'ın rahmeti ve nimeti nasıl gökten iniyorsa O'nun azabı da inkârcı ve isyankârların başına gökten iner daha geniş bilgi için bk. Râzî, XXX, 69-70; Elmalılı, VII, 5232 vd.; İbn Âşûr, XXIX, 33. Bize göre burada geçen "gök" kelimesiyle, fizikî evrenin gökleri değil, madde ötesi, yüce olan varlık düzeyi kastedilmiş âyette belirtilen imkânların iyi değerlendirilmesi gerektiği yönünde ikazlar içeren bu âyetlerde insanların, yeryüzündeki nimetlerden yararlanırken azgınlık ve taşkınlık göstermemeleri gerektiğine, aksi takdirde yeryüzünde şiddetli felâketlerin, yıkımların vuku bulacağına, böylece Allah'ın gönderdiği uyarıcıyı peygamber, onun uyarılarını önemsemeyenlerin şiddetle cezalandırılacaklarına dikkat çekilmektedir. Nitekim 18. âyette de geçmişte gerçekleri yalan sayanların bu şekilde cezalandırıldığı hatırlatılmaktadır krş. Kasas 28/81; Hâkka 69/6-8.Mülk Suresi 19. ve 21. Ayetler Arası Tefsiri Yüce Allah'ın başka bir eseri olan kuşların uçma yeteneğine işaret edilerek Allah'ın kudretinin bir işareti daha gözler önüne serilmektedir. Yer çekimine rağmen kuşların gökyüzünde kanat çırparak uçması ve süzülmesi, her gün gördüğümüz için önemini gözden kaçırdığımız, gerçekte ise Allah'ın sanat ve kudretini gösteren hârika olaylardandır. Kuşlara bu yeteneği veren Allah'tır. Burada Allah'ın merhametini yansıtan rahmân isminin kullanılmış olması, O'nun mahlûkata merhametle muamele ettiğini, varlık düzeninin O'nun rahmetinden bir yansıma olduğunu ima eder. 21. âyetlerde rızık olarak anılan nimetler de rahmân isminin sürekli tecellisi olup bu tecelli bir an kesilecek olsa hayatın bütünüyle yok olacağına dikkat Suresi 22. Ayet Tefsiri Şeytanlara uyarak, mânevî körlük içinde bâtıl yollarda giden inkârcı nankör ile hak yolda yürüyen mümin temsilî olarak karşılaştırılmakta, bunlardan hangisinin hedefine daha güvenli olarak ve şaşmadan ulaşacağı soru-cevap yöntemiyle Suresi 23. ve 24. Ayetler Arası Tefsiri kısaca bilgiler sizlerle. Aşağıdan haberimizi okumaya devam hiçbir bilgiye sahip olmayan insana bilgi vasıtalarından kulaklar, gözler ve kalpler akıllar verildiğinin hatırlatılması, insanın en değerli ve ayırıcı niteliğinin gözlem ve düşünme kapasitesi olduğuna ve bu nimetleri verene şükretmek gerektiğine işaret eder. Bu nimetler aynı zamanda Allah'ın eşsiz sanatını ve sonsuz kudretini göstermesi bakımından da önemlidir. Muhatabın sağduyusuna hitap edilerek onun yanlış inanç ve tutumlardan kurtulması, Allah'ın varlığına ve birliğine iman etmesi istenmektedir. Allah Teâlâ'nın sonsuz kudretini gösteren delillerden biri de insanoğlunun yeryüzünde yaratılması, türetilmesi ve çoğaltılmasıdır. Onları bu şekilde türetip yeryüzüne yayma gücüne sahip olan Allah, öldükten sonra dirilterek huzurunda toplamaya da kadirdir. Nitekim 24. âyetin son cümlesinde, "Sadece O'nun huzurunda gelip toplanacaksınız" ifadesiyle buna işaret edilmiştir bu âyetlerin tefsiri için ayrıca bk. Nahil 16/78; Mü'minûn 23/78-79.Mülk Suresi 25. ve 27. Ayetler Arası Tefsiri Bir önceki âyette insanların kıyamet gününde Allah'ın huzurunda toplanacakları haber verilince inkârcılar öğrenmek için değil, Hz. Peygamber'le alay etmek maksadıyla bu olayın ne zaman gerçekleşeceğini sormuşlardı. Devamındaki âyette bu soruya Hz. Peygamber'in nasıl cevap vermesi gerektiği bildirilmektedir. 27. âyette de inkârcıların âhirette azabı gördüklerindeki halleri anlatılmakta, inanmadıkları âhiret azabını ve kıyametin korkunç olaylarını yakından gördükleri zaman yüzlerinde meydana gelen üzüntü belirtileri ve psikolojik çöküntü tasvir edilmekte veya –bizim tercih ettiğimiz meâle göre– inkârcıların yüzlerinin kara çıkacağı ve mahcup olacakları bildirilmektedir. İşte inkârcılar, dünyada inkâr ettikleri ve alay ederek gelmesini istedikleri azabın bu azap olduğunu ya kendi aralarında konuşurlar veya melekler tarafından onlara Suresi 28. ve 29. Ayetler Arası Tefsiri Müşrikler Hz. Peygamber'in ölümünü istiyor ve bunu açık bir şekilde dile getirmekten de çekinmiyorlardı bk. Tûr 52/30-31. Hatta onu öldürmek için tuzak kuruyor bk. Enfâl 8/30, böylece ondan ve getirdiği dinden kurtulacaklarını sanıyorlardı. İşte bu âyetler onların niyet ve beklentilerine bir cevap olmak üzere inmiştir bk. Râzî, XXX, 76. 28. âyette Hz. Peygamber'in varlığına son verilmesinin veya ölümünün ertelenmesinin müşrikler için herhangi bir fayda sağlamayacağı, kendilerine verilecek elem verici cezayı önleyecek bir gücün de asla bulunmadığı ifade edilmiştir. Âyette ayrıca hayatın ilâhî bir rahmet olduğuna, Hz. Peygamber'in de eceli geldiğinde öleceğine işaret edilmektedir İbn Âşûr, XXIX, 51-52. 29. âyette ise müminlerin inandıkları ve güvendikleri Tanrı'nın esasen müşriklerce de bilinen ve rahmân ismiyle anılan yüce Allah olduğu belirtilmiş, bu gerçeğin kendilerine tebliğ edilmesi Hz. Peygamber'e Suresi 30. Ayet Tefsiri Allah'ın kudretini, lutufkârlığını yeniden hatırlatan bu âyet 15 ve 21. âyetlerle bağlantılı olup kuvvetli ihtimalle Hz. Peygamber ile müşrikler arasında geçen bir tartışmanın sonucu olarak onlara yöneltilmiş eleştiri ve uyarı amaçlı bir sorudur. 15. âyette Allah'ın yeryüzünü kullanışlı hale getirdiği ifade edildikten sonra insanlardan O'nun yarattığı rızıklardan yararlanmaları istenmiş; 21. âyette de rızkın Allah'a ait olduğu, O verdiği rızkı kestiği takdirde rızık verecek birinin asla bulunmayacağı bildirilmişti. Burada da rızıkların en önemlisi ve hayatın ana unsuru olan suyun yerin derinliklerine çekilmesi halinde Allah'tan başka yeryüzünde su yaratacak bir gücün bulunmadığına işaret edilerek, böylesine eşsiz kudretin sahibi yüce Allah'ı bırakıp da bâtıl tanrılara tapanlar, ne kadar yanlış bir yolda oldukları üzerinde düşünmeye çağrılmaktadır. Münir Karaloğlu Kuran ı Kerim Dini bilgiler Arapça Mevla sure Haberler Yasin Suresi 6 sayfadır. Okunuşu ise oldukça kolaydır. Arapça biliyorsanız hızlı şekilde okuma yapabilirsiniz. Arapça bilmiyorsanız sesli şekilde dinleyebilir ve sureye eşlik edebilirsiniz. Peki Yasin Suresi Arapça yazılışı nedir, Arapça Kur'an sayfalarını sizlere SURESİ HAKKINDA KISACA BİLGİYasin Suresi Kur'an-ı Kerim'de 439. sayfada bulunmaktadır. 36. sure olan Yasin Suresi toplamda 83 ayettir. 22. cüzün son sayfalarında yer alır. Yasin Suresi'nin 3. sayfası 23. cüzün ilk sayfasına denk gelmektedir. Mekke döneminde indirildiği için Mekki bir suredir. Kelime sayısı 733 iken Yasin Suresi'nin toplam harf sayısı 2988' SURESİ ARAPÇA YAZILIŞIYasin Suresi 1. Sayfası Yasin Suresi birinci sayfaYasin Suresi 2. Sayfası Yasin Suresi ikinci sayfaYasin Suresi 3. Sayfası Yasin Suresi üçüncü sayfaYasin Suresi 4. Sayfası Yasin Suresi dördüncü sayfaYasin Suresi 5. Sayfası Yasin Suresi beşinci sayfaYasin Suresi 6. Sayfası Yasin Suresi altıncı sayfasıYASİN SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU / TÜRKÇE OKUNUŞU1. Ayetin okunuşu Yasin2. Ayetin okunuşu Velgurânilhakim3. Ayetin okunuşu İnnekeleminer murselin4. Ayetin okunuşu Alesıratimmüstegım5. Ayetin okunuşu Tenzilelazizirrahim6. Ayetin okunuşu Litünziragavmemme ünzira âbêühüm fehümğafilün7. Ayetin okunuşu Legadhaggal gavlüâle ekserihim fehümle yü'minun8. Ayetin okunuşu İnne cealne fi ağnegıhim eğlelen fehiye ilelezgani fehüm mugmehun9. Ayetin okunuşu Vecealne mimbeyni eydîhim seddevvemin halfehüm sedden feeğşeyna hüm fehümle yubsirun10. Ayetin okunuşu Veseveün aleyhim eenzertehüm emlem tunzirhüm le yü'minun11. Ayetin okunuşu İnneme tunziru menittebeazzikra vehaşiyerrahmane bilğayb, febeşşirhü bimeğfirativveecrin kerim12. Ayetin okunuşu İnne nahnunujyilmevte venektübü megaddemü veêsêrahüm, vekülle şeyin ehsaynahü fî imamimmübin13. Ayetin okunuşu Vadrib lehum meselen eshabel karyeti iz caehel murselun14. Ayetin okunuşu İz erselna ileyhimusneyni fe kezzebuhuma fe azzezna bi salisin fe kalu inna ileykum murselun15. Ayetin okunuşu Kalu ma entum illa beşerum misluna ve ma enzeler rahmanu min şey'in in entum illa tekzibun16. Ayetin okunuşu Kalu rabbuna ya'lemu inna ileykum le murselun17. Ayetin okunuşu Ve ma aleyna illel belağul mubin18. Ayetin okunuşu Kalu inna tetayyarna bikum leil lem tentehu le nercumennekum ve le yemessennekum minna azabun elim19. Ayetin okunuşu Kalu tairukum meakum ein zukkirtum bel entum kavmum musrifun20. Ayetin okunuşu Ve cae min aksal medineti raculun yes'a kale ya kavmittebiul murselin21. Ayetin okunuşu İttebiu mel la yes'elukum ecrav vehum muhtedun22. Ayetin okunuşu Ve ma liye la a'budullezı fetaranı ve ileyhi turceun23. Ayetin okunuşu E ettehızu min dunihi aliheten iy yuridnir rahmanu bi durril la tuğni anni şefaatuhum şey'ev ve la yunkizun24. Ayetin okunuşu İnni izel le fi dalalim mubin25. Ayetin okunuşu İnni amentu bi rabbikum fesmeun26. Ayetin okunuşu Gîledhulil cenneh gale ya leyte kavmi ya'lemun27. Ayetin okunuşu Bima ğafera li rabbi ve cealeni minel mukramin28. Ayetin okunuşu Ve ma enzelna ala kavmihi mim ba'dihi min cundim mines semai ve ma kunna munzilin29. Ayetin okunuşu İn kanet illa sayhatev vahıdeten fe iza hum hamidun30. Ayetin okunuşu Ya hasraten alel ibadi ma ye'tihim mir rasulin illa kanu bihi yestehziun31. Ayetin okunuşu Elem yerav kem ehlekna kablehum minel kuruni ennehum ileyhim la yarciun32. Ayetin okunuşu Ve in kullul lemma cemi'ul ledeyna muhdarun33. Ayetin okunuşu Ve ayetul lehumul erdul meytetu ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhu ye'kulun34. Ayetin okunuşu Ve cealna fiha cennatim min nahiliv ve a'nabiv ve feccerna fiha minel uyun35. Ayetin okunuşu Li ye'kulu min semerihi ve ma amilethu eydihim efela yeşkurun36. Ayetin okunuşu Subhanellezi halekal ezvace kulleha mimma tumbitul erdu ve min enfusihim ve mimma la ya'lemun37. Ayetin okunuşu Ve ayetul lehumul leylu neslehu minhun nehara fe iza hum muzlimun38. Ayetin okunuşu Veş şemsu tecri li mustekarril leha zalike takdirul azizil alim39. Ayetin okunuşu Vel kamera kaddernahu menazile hatta ade kel urcunil kadim40. Ayetin okunuşu Leşşemsu yembeği leha en tudrikel kamera velel leylu sabikun nehari ve kullun fi feleki yesbehun41. Ayetin okunuşu Ve ayetul lehum enna hamelna zurriyyetehum fil fulkil meşhun42. Ayetin okunuşu Ve halakna lehum mim mislihi ma yarkebun43. Ayetin okunuşu Ve in neşe' nuğrikhum fela sariha lehum velahum yunkazun44. Ayetin okunuşu İlla rahmetem minna ve metaan ila hin45. Ayetin okunuşu Ve iza gıle lehumutteku ma beyne eydikum ve ma halfekum leallekum turhamun46. Ayetin okunuşu Ve ma te'tihim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu'ridin47. Ayetin okunuşu Ve iza kile lehum enfiku mimma razekakumullahu kalellezine keferu lillezine amenu enut'imu mel lev yeşaullahu at'amehu in entum illa fi dalalim mubin48. Ayetin okunuşu Ve yekulune meta hazel va'du in kuntum sadikin49. Ayetin okunuşu Ma yenzurune illa sayhatev vahıdeten te'huzuhum vehum yehissimun50. Ayetin okunuşu Fela yesteti'une tevsiyetev ve la ila ehlihim yarciun51. Ayetin okunuşu Ve nufiha fis suri fe iza hum minel ecdasi ila rabbihim yensilun52. Ayetin okunuşu Kalu ya veylena mem beasena mim merkadina haza ma veader rahmanu ve sadekal murselun53. Ayetin okunuşu İn kanet illa sayhatev vahıdeten feiza hum cemi'ul ledeyna muhdarun54. Ayetin okunuşu Fel yevme la tuzlemu nefsun şey'ev vela tuczevne illa ma kuntum ta'melun55. Ayetin okunuşu İnne ashabel cennetil yevme fi şuğulin fakihun56. Ayetin okunuşu Hum ve ezvacuhum fi zilalin alel eraiki muttekiun57. Ayetin okunuşu Lehum fiha fakihetuv ve lehum ma yeddeun58. Ayetin okunuşu Selamun gavlemmir rabbir rahim59. Ayetin okunuşu Vemtazul yevme eyyuhel mucrimun60. Ayetin okunuşu Elem a'hed ileykum ya beni ademe el la ta'buduş şeytane innehu lekum aduvvum mubin61. Ayetin okunuşu Ve eni'buduni haza sıratum mustekim62. Ayetin okunuşu Ve legad edalle minkum cibillen kesiran efelem tekunu ta'gilun63. Ayetin okunuşu Hezihi cehennemulleti kuntum tu'adun64. Ayetin okunuşu İslevhel yevme bima kuntum tekfurun65. Ayetin okunuşu El yevme nahtimu ala efvahihim ve tukellimuna eydihim ve teşhedu erculuhum bimakanu yeksibun66. Ayetin okunuşu Velev neşau letamesna ala a'yunihim festebekus sırata fe enna yubsirun67. Ayetin okunuşu Velev neşau le mesahnahum ala mekanetihim femestetau mudiyyev ve la yârciun68. Ayetin okunuşu Ve men nuammirhu nunekkishu fil halki efela ya'kilun69. Ayetin okunuşu Ve ma allemnahuş şi'ra ve ma yembeği lehu in huve illa zikruv ve kur'anum mubin70. Ayetin okunuşu Li yunzira men kane hayyave ve yehikkal kavlu alel kafirin71. Ayetin okunuşu Evelem yerav enna halagnâ lehum mimma amilet eydina en'amen fehum leha malikun72. Ayetin okunuşu Ve zellelnaha lehum fe minha rakubuhum ve minha ye'kulun73. Ayetin okunuşu Ve lehum fiha menafiu ve meşarib efela yeşkurun74. Ayetin okunuşu Vettehazu min dunillahi alihetel leallehum yunsarun75. Ayetin okunuşu La yesteti'une nasrahum vehum lehum cundum muhdarun76. Ayetin okunuşu Fela yahzunke kavluhum inna na'lemu ma yusirrune ve ma yu'linun77. Ayetin okunuşu Evelem yeral insanu enna halaknahu min nutfetin fe iza huve hasimun mubin78. Ayetin okunuşu Vedarabelena meselevve nesiye halgah, gale meyyuhyil izame ve hiye ramim79. Ayetin okunuşu Gul yuhyihellezi enşeeha evvele merrati ve huve bi kulli halkin alim80. Ayetin okunuşu Ellezi ceale lekum mineş şeceril ahdari naran fe iza entum minhu tugidun81. Ayetin okunuşu Eveleysellezi halegas semavati vel erda bi kadirin ala en yahluka mislehum bela ve huvel hallakul alim82. Ayetin okunuşu İnnemê enrühû izê erade şeyen eyyegüle lehükünfeyekün83. Ayetin okunuşu Fesubhanellezi biyedihi melekütü külli şeyivveileyhi turceunNOT = Yasin Suresi'ni tecvidli ve kurallı şekilde okumak için lütfen Arapçasından okumaya çalışın. Çünkü Arapçadan okuduğunuzda tecvid kurallarına uymuş olursunuz. Ama Türkçe olarak okursanız uzatma hataları yapabilirsiniz. Dilerseniz diyanetten sesli şekilde SURESİ'Nİ NEREDEN SESLİ DİNLEYEBİLİRİM?Yasin Suresi'nin Arapça'sını Diyanet'in sitesinden sesli şekilde dinleyebilirsiniz. Diyanet'in " sitesine girerek Yasin Suresi'ni sesli bir şekilde tecvidli-mealli olarak dinleyebilirsiniz. YASİN SURESİNİ ARAPÇA SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ... YASİN SURESİ TÜRKÇE DİYANET MEALİ / TÜRKÇE ANLAMI1. Ayet meali Yâ Sîn2. 3. ve 4. Ayet meali Ey Muhammed! Hikmet dolu Kur'an'a andolsun ki sen elbette dosdoğru bir yol üzere peygamber ve 6. Ayet meali Kur'an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından Ayet meali Andolsun, onların çoğu üzerine o söz azap hak olmuştur. Artık onlar iman Ayet meali Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık Ayet meali Biz onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık Ayet meali Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, Ayet meali Sen ancak Zikr'e Kur'an'a uyanı ve görmediği halde Rahmân'dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükafatla Ayet meali Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta Levh-i Mahfuz'da bir bir Ayet meali Ey Muhammed! Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler Ayet meali Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, "Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz" Ayet meali Onlar şöyle dediler "Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."16. Ayet meali Elçiler ise şöyle dediler "Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor."17. Ayet meali "Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir."18. Ayet meali Dediler ki "Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur."19. Ayet meali Elçiler de, "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi uğursuzluğa uğruyorsunuz?. Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz" Ayet meali Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi "Ey kavmim! Bu elçilere uyun."21. Ayet meali "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir."22. Ayet meali "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz."23. Ayet meali "Onu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar."24. Ayet meali "O takdirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum."25. Ayet meali "Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!"26. ve 27. Ayet meali Kavmi onu öldürdüğünde kendisine "Cennete gir!" denildi. O da, "Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!" Ayet meali Kendisinden sonra kavmi üzerine onları cezalandırmak için gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de Ayet meali Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp Ayet meali Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor Ayet meali Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi?32. Ayet meali Onların hepsi de mutlaka toplanıp hesap için huzurumuza Ayet meali Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler34. ve 35. Ayet meali Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?36. Ayet meali Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve daha bilemedikleri nice şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı Ayet meali Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde Ayet meali Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiridüzenlemesi Ayet meali Ayın dolaşımı için de konak yerleri evreler belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi Ayet meali Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede Ayet meali Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir Ayet meali Biz onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler Ayet meali Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de Ayet meali Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye Ayet meali Onlara, "Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan sakının ki size merhamet edilsin" denildiğinde yüz Ayet meali Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor Ayet meali Onlara, "Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın" denildiği zaman, inkar edenler iman edenlere, "Allah'ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz" Ayet meali "Eğer doğru söyleyenlerseniz bu tehdit ne zaman gelecek?" Ayet meali Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses Ayet meali Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler ne de ailelerine Ayet meali Sûra üfürülür. Bir de bakarsın kabirlerden çıkmış Rablerine doğru akın akın gitmektedirler52. Ayet meali Şöyle derler "Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler."53. Ayet meali Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın hepsi birden toplanıp huzurumuza Ayet meali O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı Ayet meali Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk Ayet meali Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara Ayet meali Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey Ayet meali Çok merhametli olan Rab'den bir söz olarak kendilerine "Selam" vardır.59. Ayet meali Allah şöyle der "Ey suçlular! Ayrılın bu gün!"60. ve 61. Ayet meali "Ey ademoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?"62. Ayet meali "Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?"63. Ayet meali "İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir."64. Ayet meali "İnkar ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!"65. Ayet meali O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik Ayet meali Eğer dileseydik onların gözlerini büsbütün kör ederdik de bu halde yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?!67. Ayet meali Yine eğer dileseydik oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri Ayet meali Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz gücünü azaltırız. Hâlâ düşünmeyecekler mi?69. Ayet meali Biz o Peygamber'e şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. Ona verdiğimiz ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an' Ayet meali Aklen ve fikren diri olanları uyarması ve kafirler hakkındaki o sözün azabın gerçekleşmesi için Kur'an'ı Ayet meali Görmediler mi ki biz onlar için, ellerimizin kudretimizin eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip Ayet meali Biz o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da Ayet meali Onlar için bu hayvanlarda daha pek çok yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi?74. Ayet meali Belki kendilerine yardım edilir diye Allah'ı bırakıp da ilahlar Ayet meali Onlar ilahlar için hizmete hazır asker oldukları halde, ilahlar onlara yardım Ayet meali Ey Muhammed! Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da Ayet meali İnsan, bizim kendisini az bir sudan meniden yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman Ayet meali Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki "Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?"79. Ayet meali De ki "Onları ilk defa var eden diriltecektir. O her yaratılmışı hakkıyla bilendir."80. Ayet meali O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp Ayet meali Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla Ayet meali Bir şeyi dilediği zaman onun emri o şeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen Ayet meali Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah'ın şanı yücedir! Siz yalnız O'na SURESİ KONUSU NEDİR?Yasin Suresi, Mekke döneminde inmiştir. 83 âyetten oluşmaktadır. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan "Yâ-Sîn" harflerinden Suresinin başlıca konuları bu şekildedir - İnsanın ahlâkî sorumlulukları- Vahiy- Hz. Peygamber'i yalanlayan Kureyş kabilesi- Antakya halkına gönderilen peygamberler- Allah'ın birliğini ve kudretini gösteren deliller- Öldükten sonra dirilme,hesap ve ceza konu SURESİ NUZÜLYasin Suresi, Mushaftaki sıralamada 36. ve iniş sırasına göre 41. sûredir. Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke'de inmiştir. Bu bakımdan Mekki bir Suredir. Bazı alimlere göre surenin 12. âyeti Medine'de indiği için sadece bu ayeti Medeni' SURESİ FAZİLETİ NEDİR?Hadis kaynaklarında Hz. Peygamber'den Yâsîn sûresinin faziletine dair nakledilmiş sözler yer alır. Bunlardan biri şöyledir "Her şeyin bir kalbi vardır; Kur'an'ın kalbi de Yâsîn'dir" Tirmizî, "Fezâilü'lKur'ân", 7; Dârimî, "Fezâilü'l-Kur'ân", 21; krş. Müsned, V, 26. Diğer bazı rivayetler için bk. Şevkânî, IV, 410-411. İbn Abbas'ın da –bu sûrenin son âyeti hakkında– "Yâsîn'in ve onu okumanın niçin bu kadar faziletli olduğunu bilmiyordum; meğer bu âyetten dolayı imiş" dediği nakledilir Zemahşerî, III, 294-295. Hadislerin sıhhat durumu tartışmalı olmakla beraber, öteden beri İslâm âlimleri Resûlullah'ın bu sûreye özel bir ilgi gösterdiği kanaatini taşımışlar ve müslümanlar da Kur'an tilâvetinde ona ayrı bir yer vermişlerdir. Bu sebeple Yâsîn sûresi için özel tefsirler kaleme alınmıştır Ölülere Yâsîn okunmasıyla ilgili hadiste "ölmek üzere olanlar"ın kastedildiği kanaati hâkim olmakla beraber, bunu öldükten sonra veya ölünün kabri başında okunacağı şeklinde anlayanlar da vardır, bk. Elmalılı, VI, 4004.Yasin Suresi'nin Arapça yazılışını, okunuşunu, Türkçe mealini ve hakkında diğer tüm bilgileri paylaştık. Umarız yararlı olur. Allah okumuş olduğunuz Yasin Surelerini dergahı izzetinde kabul eylesin. Amin... Yasin Suresi Peygamber Arapça Asker Dini Gündem Güncel Haberler Asr Suresinden sonra ise Adiyet suresi Mekke'de inmiÅŸtir. Fakat bazı kaynaklarda Medine'de indiÄŸine dair açıklamalar da bulunulmaktadır. Asr kelimesi ''asır'' kelimesinden gelen bir kelimedir. Asr Suresi içerisinde bahsedilen konulardan birisi insanı ebedi hüsrandan kurtaracak yollar gösterildiÄŸi suredir. Ayrıca Ashâb-ı kirâmdan iki kiÅŸinin bu sureyi okumadan ve selam vermeden birbirlerinden ayrılmadıklarını da sö Asr Suresi Türkçe ve Arapça okunuÅŸu çoÄŸu kiÅŸiler tarafından merak edilmektedir. Mekke döneminde inen Asr suresi sonrası Adiyet suresi inmiÅŸtir. Öncesinde inen sure ise İnÅŸirah suresi inmiÅŸtir. Asr Suresindeki Asr kelimesi birçok mana barındırmaktadır. Mutlak zaman içerisinde bulunan zaman, bir neslin veya bir hükümdarın yaÅŸadıkları zaman, bir dinin yaÅŸadığı dönem ÅŸeklinde farklı manalarda kullanılmaktadır. Asr Suresi dinlemek, okumak ve ezberlemek isteyen kiÅŸiler için aÅŸağıda tüm bilgiler sizlere Asr Suresi Arapça OkunuÅŸu ÂAsr Suresi Türkçe OkunuÅŸu insane le fi amenu ve amilus salihati ve tevasav bil hakkı ve tevasav bis sabrAsr Suresi Türkçe Anlamı 1, zamana ki, insan gerçekten ziyan iç iman edip de sâlih ameller iÅŸleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler baÅŸka Onlar ziyanda deÄŸillerdir.Asr Suresi Konusu Sûrede insanı ebedà hüsrandan kurtaracak yollar gö Suresi Fazileti Ashâb-ı kirâmdan iki kiÅŸinin karşılaÅŸtıkları zaman biri diÄŸerine Asr sûresini okumadan ve ardından selâm vermeden ayrılmadıkları rivayet edilir Beyhak^, Şu‘abü’l-Ãmân, Nuruosmaniye Ktp., nr. 1125, III, vr. 174b.Asr Suresi Tefsiri Asr asır kelimesi isim olarak “mutlak zaman, içinde bulunulan zaman, karn 80 veya 100 yıllık zaman dilimi, gece, sabah, akÅŸam, ikindi vakti, ikindi namazı, bir neslin veya bir hükümdarın, bir peygamberin yaÅŸadığı zaman dilimi, bir dinin yaÅŸandığı dönem” gibi mânalarda kullanılır. Müfessirler burada zikredilen asr kelimesini ikindi vakti, ikindi namazı, mutlak zaman, Hz. Muhammed’in asrı ve âhir zaman gibi farklı ÅŸekillerde tefsir etmiÅŸlerdir. Bize göre bunlar içinde sûrenin içeriÄŸine ve mesajına en uygun düşeni “mutlak zaman” anlamıdır. Buna göre sûrenin başında zamana yemin edilerek onun insan hayatındaki yerine ve önemine dikkat çekilmiÅŸtir. Çünkü zaman Allah Teâlâ’nın yaratma, yönetme, yok etme, rızık verme, alçaltma, yüceltme gibi kendi varlığını ve sonsuz kudretini gösteren fiillerinin tecelli ettiÄŸi bir varlık ÅŸartı olması yanında, insan bakımından da hayatını içinde geçirdiÄŸi ve her türlü eylemlerini gerçekleÅŸtirebildiÄŸi bir imkân ve fırsatlar alanıdır. Yüce Allah böyle kıymetli bir gerçeklik ve imkân üzerine yemin ederek zamanın önemine dikkat çekmiÅŸ; onu iyi deÄŸerlendirmeyen insanın sonunun, 2. âyetteki deyimiyle “hüsran” ziyan olacağını hatırlatmıştır. Burada “ziyan”la âhiret azabı kastedilmiÅŸtir. Çünkü zamanı ve ömrü boÅŸa geçirmiÅŸ insan için en büyük ziyan odur bk. İbn Âşûr, XXX, 531. Sûrede bu ziyandan ancak ÅŸu dört özelliÄŸe sahip olanların kurtulacağı ifade edilmiÅŸtirAsr asır kelimesi isim olarak “mutlak zaman, içinde bulunulan zaman, karn 80 veya 100 yıllık zaman dilimi, gece, sabah, akÅŸam, ikindi vakti, ikindi namazı, bir neslin veya bir hükümdarın, bir peygamberin yaÅŸadığı zaman dilimi, bir dinin yaÅŸandığı dönem” gibi mânalarda kullanılır. Müfessirler burada zikredilen asr kelimesini ikindi vakti, ikindi namazı, mutlak zaman, Hz. Muhammed’in asrı ve âhir zaman gibi farklı ÅŸekillerde tefsir etmiÅŸlerdir. Bize göre bunlar içinde sûrenin içeriÄŸine ve mesajına en uygun düşeni “mutlak zaman” anlamıdır. Buna göre sûrenin başında zamana yemin edilerek onun insan hayatındaki yerine ve önemine dikkat çekilmiÅŸtir. Çünkü zaman Allah Teâlâ’nın yaratma, yönetme, yok etme, rızık verme, alçaltma, yüceltme gibi kendi varlığını ve sonsuz kudretini gösteren fiillerinin tecelli ettiÄŸi bir varlık ÅŸartı olması yanında, insan bakımından da hayatını içinde geçirdiÄŸi ve her türlü eylemlerini gerçekleÅŸtirebildiÄŸi bir imkân ve fırsatlar alanıdır. Yüce Allah böyle kıymetli bir gerçeklik ve imkân üzerine yemin ederek zamanın önemine dikkat çekmiÅŸ; onu iyi deÄŸerlendirmeyen insanın sonunun, 2. âyetteki deyimiyle “hüsran” ziyan olacağını hatırlatmıştır. Burada “ziyan”la âhiret azabı kastedilmiÅŸtir. Çünkü zamanı ve ömrü boÅŸa geçirmiÅŸ insan için en büyük ziyan odur bk. İbn Âşûr, XXX, 531. Sûrede bu ziyandan ancak ÅŸu dört özelliÄŸe sahip olanların kurtulacağı ifade edilmiÅŸtir   a Samimi bir ÅŸekilde iman etmek iman hakkında bk. Bakara 2/256; Nisâ 4/136-137;   b İyi iÅŸler yapmak, yani din, akıl ve vicdanın emrettiklerini yerine getirmek, yasakladıklarından kaçınmak;   c Hakkı tavsiye etmek;   d Sabrı tavsiye İkinci şıktaki “iyi iÅŸler”in içinde hakkı ve sabrı tavsiye etmek de vardır; fakat bunlar, hem bireyin erdemini ve hemcinslerine karşı sorumluluk bilincini yansıttığı hem de bireyi aÅŸarak toplumsal yararlar doÄŸurduÄŸu için önemi dolayısıyla ayrıca zikredilmiÅŸtir hak için bk. Bakara 2/42; sabır için bk. Bakara 2/45. Hakkı ve sabrı tavsiye buyruÄŸunda, bu görevlere kiÅŸinin öncelikle kendisinin uyması gerektiÄŸi anlamının da bulunduÄŸu kuÅŸkusuzdur. Bu husus, her akıl ve iz‘an sahibi tarafından kolayca anlaşılıp benimsenecek kadar açık olduÄŸu için âyette bunun özellikle belirtilmesine gerek görülmediÄŸi anlaşılmaktadı hakkı ve sabrı tavsiye, eÄŸitimin önemine ve mahiyetinin nasıl olması, amacının ne olması gerektiÄŸine de ışık tutmaktadır. Çünkü her eÄŸitim faaliyeti sonuçta bir tavsiye yani nasihat ve irÅŸaddır. DoÄŸru bir eÄŸitim faaliyetinin amacı ise insanlara inançta, bilgide ve ahlâkta hakkı yani gerçeÄŸi ve doÄŸruyu aktarmak; bunun yanında hayatın çeÅŸitli ÅŸartları, maddà ve mânevà zorluklar, saptırıcı duygular, hata ve suç sebepleri karşısında da kiÅŸiye sabır ve dayanıklılık aşılamaktır. Hakkı ve sabrı tavsiye, toplumsal hayat ve birlikte yaÅŸamanın getirdiÄŸi bütün ahlâkà görevleri içine alan geniÅŸ kapsamlı bir görevdir. Hakkın karşıtı bâtıldır; bâtıl ise inanç ve bilgide asılsızlık ve yanlışlığı, ahlâkta kötülüğü içine alan bir kavramdır. Ayrıca hak, adaletle de yakından iliÅŸkilidir. Bu açıdan âyette insanların âdil olmaları ve adalet düzeninin, yani herkesin hakkına razı olduÄŸu ve herkesin hakkının korunduÄŸu bir toplumsal düzenin kurulmasına katkıda bulunmaları gerektiÄŸi de anlatılmaktadır. Sonuçta kul, sûrede sıralanan dört ilkeden iman ve sâlih amel sayesinde Allah’ın hakkını, hakkı ve sabrı tavsiye ile de kulların hakkını ödemiÅŸ gibi Asr sûresi en kısa sûrelerinden biri olmakla birlikte Kur’ân-ı KerÃm’deki bütün dinà ve ahlâkà yükümlülüklerin, öğütlerin özü sayılmaya deÄŸer bir anlam zenginliÄŸine sahiptir. Bu sebeple İmam ŞâfiÃ’nin sûre hakkında, “Şayet Kur’an’da baÅŸka bir ÅŸey nâzil olmasaydı, ÅŸu pek kısa sûre bile insanlara yeterdi. Bu sûre Kur’an’ın bütün ilimlerini kucaklıyor” dediÄŸi nakledilmiÅŸtir bk. İbn KesÃr, VIII, 499; Muhammed EroÄŸlu, “Asr Sûresi”, DİA, III, 502.Mehmet Âkif Ersoy’un deyiÅŸiyle Hâlikin nâ-mütenâhà adı var en başı Hak Ne büyük ÅŸey kul için hakkı tutup kaldırmak Hani ashâb-ı kirâm ayrılalım derlerken Mutlaka sûre-i ve’l-Asr’ı okurmuÅŸ bu neden? Çünkü meknûn o büyük sûrede esrâr-ı felâh BaÅŸta Ãmân-ı hakÃkà geliyor sonra salâh Sonra hak sonra sebât İşte kuzum insanlık Dördü birleÅŸti mi yoktur sana hüsrân artık Safahât, İstanbul 1944, s. 419.Ayetel Kürsi duasını okumak için Ayetel Kürsi linkine tıklayabilirsiniz.

yasin tebareke amme arapça yazılışı